21 Şubat 2012 Salı

Panda

                 Bebisko sabahları yataktan zor kalkanlardan..Kücük yasta calısmaya baslamasının verdigi bir yorgunluk da var tabii.Ben kalkmadıgım sürece yatakta dönüp duruyor.Ben kalktıgım an 'babaa' diyerek yataktan fırlıyor.Evet baba :) Baba seslenme sözü oldu benim bebegimin.Arada anne de demiyor degil.
                Aksam ilk uyudugunda yatagına yatırıyoruz fakat gece uyandıktan sonra bizim yanımızda devam ediyor uykuya.Cünkü o uyuyana kadar biz uyumus oluyoruz :)Toprak'ın yatıs sekillerinden biri bu üstteki.Gece bazen Taner'in 'ah' sesiyle uyanıyorum.Toprak'tan yine sıkı bir tekme yemis oluyor tam gözünün üstüne :)Toprak geceleri sık uyanıyor.Dün gece sadece bir kere uyandı ve sabah saat 5'ti.Taner sürekli söyle diyordu Toprak'a 'aferin oglum,aferin oglum,aferin oglum' :)) Sanırım ikimizde epeyce yorulduk bu sürekli uyanmalardan,özledik deliksiz uyumaları..
                     Tv izlettirmiyoruz fakat bazen biraz bakmasında sakınca görmüyorum.Bu resim de o anlardan birinde.İzlemesine izin verdigimde 3-5 dakikada dikkati dagalıp baska birseylerle oynamaya baslıyor.Ha bu arada altındaki taburesini heryere tasıyor bu aralar.Tabure dedigim sey oyuncak alet kutusu aslında.Bi yere yetisemediginde kosarak gidip alıp isini hallediyor.Yoruldugunda da tam buradaki gibi üzerine oturuyor :)

               Onunla birileri oyun oynadıgı zaman cok heyecanlanıyor.Ne yapacagını sasırıp kafasını falan sallıyor :) Gecenlerde babası ve amcası top oynadılar evde.Toprak top toplayıcısıydı ama cok mutluydu :)Ben de cok iyi hatırlıyorum babam yere oturup benimle oynadıgı zaman dünyanın en mutlu insanı olurdum :)

                   Birtemizlik merakıdır gidiyor.Tabii bu aletleri kullanmak istemesinden biliyorum ama paylasamıyoruz :) Sonunda bu el süpürgesiyle elektrikli süpürgeyi bölüstük ve rahatladık.Ben viledayı kullanırken de onun elinde oklava oluyor.Bazen carpısıyoruz masanın altında falan bu onu acayip eglendiriyor.

                      Benim kücük pandam seni cok seviyorum!Seni öpmeye koklamaya mıncıklamaya doyamıyorum!

18 Şubat 2012 Cumartesi

Köpekbalıgı

             Sanırım günler 7,17,27 diye gidiyor..Ben tarihe her baktıgımda bir 10 gün daha geçmiş oluyor.Ne olacak bu işin sonu :)
             Bu aralar narlar,baba botları,doktorlarla ve tabii instagramla aramız pek bi iyi.

                           Belki öncekinden daha kalitesiz bir görüntü elde ediyorum bazen ama seviyorum instagramı tweeterı sevmedigim kadar ;) Ve oglum nar yiyor tabii yine..Aman nazar degmesin narı seviyor benim tatlı minisko oglum.

                  Sanırım önce giyinemeyecegini düsündügündenmidir bilmem cok mutlu oldu :) Bana 1001 cesit poz verdi :)

                   İnstagramın elinden gecmis baska bir fotograf..Diyorum ya İnstagramı sevdim,fotografları da oradan paylasıyorum,bloga zaman kalmıyor ;)

                  Toprak'ın cildi anne ve babası gibi hassas.Toprak'ta bizim gibi alerjik bi cocuk oldu.Kacınılmaz son..Boynunda bir türlü iyilestiremedigimiz ve sık sık kortizonlu krem kullanmak zorunda kaldıgımız kızarıklıklar vardı.Bu yüzden gecen hafta bebegimizi Agop Kotogyan'a götürdük.Bakar bakmaz 'Atopik Egzema,zaten bir sürü doktor size bunu söylemistir.Cilek,kivi,incir yok, kuru yemis zaten yemiyor,sütü laktozsuz icecek.Ha bir de kızım sen hemen ikinciyi yap' dedi bana :) Sanırım o kadar cok hastalık ve insan görüyor ki Toprak'ınkini ciddiye almadı.Yine kortizonlu bir krem verdi fakat bepantenle karıstırılmak üzere..Toprak simdilik iyi ama ara ara kücük kızarıklıklar oluyor tabii.Zaten tamamen gecmeyecegini soylemisti alerjik oldugu icin..
                Bunun haricinde gecen hafta Pazar aksamı ateslendi fıstıgım.Calpol,Advil,Peditus'la üc günü gecirdikten sonra doktora götürdüm.Bu sefer evimizin yakınlarında tanımadıgım bir doktora.Kulakta,bogazda iltihap yok ama bogazında aftlar var antibiyotik yazıyorum dedi.Sekonder enfeksiyona karsıymıs.Toprak'ın atesi 37,5'u gecmedigi ve iltahabik birsey olmadıgı icin o gün baslamadım, bir gün daha verdim kendime :) Ve ertesi sabah hicbirseyi kalmamıstı fıstıgımın.Bu konuda ahkam kesemem tabii ama eger ates düsürücülerle kontrol altına alabiliyorsam,genel durumu cok kötü degilse 3 gün bekliyorum ben antibiyotige baslamadan önce.Cok sükür bu zamana kadar da gerekmedi..Kendi hastalarıma da özellikle cocuklara gerekmedikce kesinlikle antibiyotik vermiyorum.
               Benim güzel bebegim Doga'da cok hastalandı bu hafta..Neyseki simdi iyi.Cok özledim onları cok..Sarılıp koklayacagım günü iple cekiyorum.Sizi cok seviyorum meleklerim..
               Herkese iyi haftasonları,sevgiler

7 Şubat 2012 Salı

Masa,Sandalye

               İste benim oglum :) Elinde gazete tutup okuyor gibi görünmesi tamamen masaya cıktıgını caktırmamaya calısmasından ileri geliyor.Masaya cıkması 'masaya cıkılmaması' gerektiginden benim istemedigim bir sey aslında.Ama yine de cıkıyor,cünkü klinikteki yasam ve oyun alanı cok kısıtlı.Bu yüzden cok fazla engel olamıyorum,olmak istemiyorum.Ya düserse ya bir yerini kırarsa diye düsünmüyorum.Ay düstü ay atladı ay zıpladı diye cocugunun pesinde kosanlardan degilim ben :) Kosanlara saygı duyuyorum.
            Biz cocukken aksama kadar sokakta oynardık.Sokakta olmadıgımızda da iki katlı evimizin trabzanlarından falan kayardık.Annemin pesimizden kostugunu hic hatırlamıyorum.
            Gözüm oglumun üstünde sürekli o ayrı ona zarar gelmemesi icin..Ama bunu ona hissettirmemeye calısıyorum.Zaten hergün yanımda gelmesinin sebebi de bu degil mi? :)
                     Dün aksam iki kase narı alıp,cogunu istahlı bir sekilde yedi.Bu corba kasıgını diger elinin yardımıyla düzgün bir sekilde kullanabildi :) İki kase cünkü digeri benim elimdeydi.Kendisinin ki biter ona kalmaz korkusuyla benimkini de aldı :)
                    Sevgiler

6 Şubat 2012 Pazartesi

Günes,Deniz,Kum,Saray,Aile,Boya Kalemleri..

                  Pazar gününe cok güzel bir havayla uyandık.Günes beni cok mutlu eder her zaman.Mutluluk,huzur ve enerji verir bana,sanırım herkese öyledir..Yagmus ve amcamızla Feneryolu'ndaki Saray Muhallebicisine gittik kahvaltı icin.Üniversitedeyken vazgecilmezimiz olan Saray Muhallebicisi hala ilk tercihlerimizden biri.Ögrenciyken gittigimiz Tesvikiye subesi evimiz gibiydi.Menüye bile bakmadan siparis verirdik.Subeler degisse de Burcu'yla hala cogu zaman bulusma noktamız Saray..
                 Servis hızı,kalitesi,güler yüzlü garsonlarıyla her zaman memnun kaldıgımız bir yer.Toprak'a da her seferinde yeni boya kalemleri vermeleri onun icin de vazgecilmez kıldı burayı :)
                   Bu boya kalemlerine Toprak bayılıyor.Onları görünce hemen sakinlesiveriyor.Boya yapamasa bile eline alır almaz ;)

                   Kahvaltıdan sonra bizim bardakta kalan caylarımızı icmek en büyük zevki.Cok az icmesinin zararlı olmayacagını düsünüyorum,umarım öyledir.Bu aralar bir sey düsünürken,bir seye konsantre olmusken bu el hep böyle :)

                Toprak hala meme emiyor,bundan daha önce bahsetmistim.Ama her yerde :) Basket macında,yolda,restoran da heryerde..Bu pozisyona girdigi an artık benim kacısım yok.
                Hayır dedigimde iste sonuc :) Tabiki kazanan hep o oluyor:)
                  Bazen onu böyle Elmayra gibi mıncıklıyorum :))

                 Sonra Caddebostan sahilinde yürüyüse cıktık.Atladık zıpladık oynadık.Hava cok güzeldi,cok.

                                     
                  Denizi cok seviyorum.İcinde olamasamda yakınında olmak bile cok mutlu ediyor beni.Kumsala uzanıp,gözlerimi kapattıgım an dünya durur benim icin..
                 Bu arada;Taner'in kafasındaki Toprak'ın esofmanı ;)

                                                      

2 Şubat 2012 Perşembe

Kar

            Bu hafta İstanbul'a uzuun yıllardır yagmadıgı kadar kar yagdı.Kar cok güzel,yagısını seyretmek cok güzel fakat biz o kadar hazırlıksızdık ki sehir olarak herkes evinde kapalı kaldı.Pazartesi,salı,carsamba ise gelemedik.Burdan bakınca oo supermis 4 gun tatil gibi gelse de hic oyle olmadı.Tum hastalarımı ertelemek zorunda kalmam karın tadını cıkarmama engel oldu.Her ne kadar rahat gibi görünsemde bazı konularda malesef takıntılarım var.Neyse Taner'de ise gidemeyince ev maksimum kullanıma acıldı bu 3 gün.O kadar cok kar yagdıki sadece yürüyerek kahve icmeye gidebildik.Taner evdeydi fakat sürekli calıstıgı icin Toprak'ın tüm sorumlulugu bana kaldı :/ Bu kadar cok evde kalmak bizi bir hayli yordu,ruhen ;) Bugün kosarak evden cıkıp ise geldik.Toprak tüm gün cok rahattı,hem Gülcan teyzesini cok özlemis hem de degisik bir ortamda olmak onu rahatlattı.
                  Bu fotografı pazartesi ise gitmeye calısıp, yarı yoldan dönüp, eve girerken cektim.Önce kardan cekinen oglum sonra büyük bir zevkle kosmaya basladı.
                 Evimizin hali icler acısıydı.Ev hanımlarını gercekten kutluyorum.Bir cocuk ve etliye sütlüye dokunmayan,basını bilgisayarından kaldıramayan bir koca bana bunları dedirtti ya diger kadınları gercekten kutluyorum :) Sütcüye vermek icin sakladıgım bu su bidonları 'kar tatilimiz' boyunca Toprak'ı oyaladı.Sütcü demisken,sonunda bir sütcü bulduk.Yogurdumuzu kendimiz bu sütten yapıyoruz,mutluyuz.

                   Cocukları arada dısarı atabildim.Ama Taner yine telde,Toprak'ta babasını takipte,her zamanki gibi..

              Melegim babasına o kadar cok alıstıki bu sabah kalkar kalkmaz babasını sordu.İse gitti dedim,cise anladı :) Ben bunu nasıl anladım;tiss diyerek banyoyu gösterince ;)
             Bu karı unutma oglum,cok yagdı cok :)

19 Ocak 2012 Perşembe

Sonunda

                 Hayatın cok hızlı akıp gectiginin hep farkındaydım fakat bu blogu yazmaya baslayınca daha iyi farkına vardım.Hep aklımdasın blog ama yazamadım.Sana ayıracagım zamanlarda yorgunluguma yenik düstüm.Son bir haftayı özetleyelim bu yazıda.Neler yaptık neler aslında..
                    Ayın 13'ünde,yani melegimin tam 1,5 yasında oldugu gün onu ödül olarak ası olmaya götürdüm :/ Boyu kilosu gayet iyi.Doktor teyzesine epeyce direndi muayene olmamak icin.En son 15 aylıkken gitmemize ragmen asıyı getiren ablasını da kapıdan girer girmez tanıdı :/ Aglayarak boynuma sarıldı.Bense gayet soguk kanlıyımdır bu konularda,kime cekti bilmiyorum(teyzesine olabilir mi?).Neyse 2 yas öncesi son asısını da oldu melegim.Muayeneden sonra da dısarıda kendine arkadas buldu,cok sevdi bu minislerle oynamayı.Bu iki kardesin kucuk olanını Doga'ya benzettim,cok özledim..
                  Pazar günü oglum ve ben Seplalar'da kahvaltıdaydık.Babamız yine yok bu hafta :( Rüzgar tüm oyuncaklarını paylastı Toprak'la,büyük dinozoru haric.Onu saklamıs cünkü Toprak korkabilirmis :)

                   Hava güzeldi pazar günü.Sebla,ben,Toprak ve Rüzgar Kosuyolu'ndaki tahtalı parka gittik.Bu park gördügüm en güzel parklardan biri.Kosuyolu'na bayılıyorum..

                    Parkın basındaki bu havuza bayıldılar.Bıraksak saatlerce orada kalabilirlerdi.Aslında bu havuzda timsah aramaya gittik biz ama ogün nedense hic yoktu..
                   En son sıcak birseyler icmek icin girdigimiz Ceviz Agacı'nın oyun salonunda bulduk kendimizi.Bu atlı karıncaya önce cekindim Toprak'ı bindirmeye.Fakat o kadar cok istediki 'demek ki becerebilecek' dedim kendi kendime.Ve gercekten büyük bir ustalıkla 3 tur falan bindi :)

                  Bu fotografı oyuncakcıda cektim.Bu cıktıgı yüksek bir yer ama ben cok uzaklasamadıgım icin ancak bu acıdan cekebildim.Yan tarafta yegenlerine oyuncak almaya calısan iki kız kardes(sanırım) 'hayır en güclüsü,bu degilmis onu almıstık hayır hayır bu da degil en güclüsü olacakmıs' diyerek almak istedikleri oyuncagı tarif etmeye calısırken bende en fazla yarım dakika onlara dalmısım, döndügümde oglumu bu oyuncakların tepesinde 'en' yukarıdaki oyuncaga yetismeye calısırken buldum.


               Bi arada oglumun Segos teyzesine ugradık.Segah'ın 'Mabel' adında bir köpegi var.Toprak cok sevdi ama ellemeye birtürlü cesaret edemedi.
Toprak karı ilk defa bu sene gördü.Gökyüzünden birseyler düstügünü ifade eden hareketler yaparak anlattı bize karı :)

12 Ocak 2012 Perşembe

Mami

                 Benim melek oglum dün bu mavi oyun hamurunu gösterip ; 'mami' dedi :) O kadar mutlu olduk ki anlatamam.Sonra hep bir agızdan mavi demeye basladık.O da sürekli tekrarladı bizimle.Arada bir 'mavi' demeyi basardı.Ama maavi degil 'mavi' :)
                Toprak son günlerde cok hırcın.Bu sacı kesilmis fotografına bakınca,acaba sacları yüzünden mi?diye düsünmeden kendimi alamadım :) Uzayacak melegim bu kadar kafana takma ;)
                Geceleri fazlasıyla uyanıyor,gece uykusuna cok zor geciyor vs..Umarım gecici bir durumdur :)

9 Ocak 2012 Pazartesi

Melissa Geldi

                    Pazar günü cook uzaklardan misafirlerimiz vardı.Resimdeki dünyalar güzeli kız bizim Melissamız.Toprak'tan üc ay kücük,Zülfiye ve Ramazan'ın kızları.Moskova'da yasadıkları icin cok az görebiliyoruz onları,her gördügümüzde degisiyor tabiki Melissa.Bu sefer Toprak'la oynayabildiler.Tüm oyuncakları her bir yana dagattılar;ama onlar hep yanyanaydılar :)
                  Sarp ve Yagmurum'un böyle bir fotografları vardı,keske bende de olsaydı da buraya koyabilseydim.Neyse iste o fotograf geldi aklıma ve hemen onları berjere yerlestirdik :)Toprak cok memnun oldu bu durumdan,Melissa'nın da asagı kalır yanı yoktu ;)

               Melissa ve Toprak'ı böyle gören babaanneleri onların yanlarından alamadık :) Selma yengenin elindeki terlik Toprak'ın.Neden elinde derseniz; Melissa cok begendigi icin terlikleri degistirmistik.Ama benim oglum geri aldı terliklerini :) Diger terligini de alma cabasında ;)
                                   Cok güzel degil mi? :)
             Oyuncaklarla oynayan yalnız cocuklar degildi.Mickey'i cok seven Selma yenge,elinden bırakamadı.Bebegi gibi kucagında otutturup,arada bir de sarıldı ona :)
                        Sonra daa kuaföre gidip Toprak'ın saclarını kestirdik :( Ben cok üzülüyorum oglumun sacları kesilirken,keske hic kesilmese.Sanki icimden birseyler kopuyor.Gözünün icine girmesi onu rahatsız ettigi icin,önlerden aldırmayı kabul etmisken,yine izin verdim her bir yanından kesilmesine.Evet kesildi ama daha güzel uzayacak degil mi? :)
                  Bu da Toprak ve Nevra'nın son halleri :))Trampet calısması yapıyorlar,kalem bagetleriyle ;)
                  Görüsürüz ;)

7 Ocak 2012 Cumartesi

Aile Güzel Sey

                       Böyle güzel, ısıklı bir fotografla baslayayım dedim yazıma..Daha önce de dedigim gibi babane ve dede bizimle bu hafta.Babane,anneanne,dedeler ve Toprak arasında tarifi mümkün olmayan kosulsuz bir sevgi var.Bunu doya doya yasaması,önce bebegimi sonra da beni cok mutlu ediyor.
                       Oyuncakcı dükkanını gördügü an iceri girmemek mümkün degil artık.Ben de aslında kosa kosa,seve seve giriyorum,cok seviyorum oyuncakcıları :) Oyuncakları neredeyse tek tek inceleyip 'aaa' tepkisini verdikten sonra son durak Tiger'dı :) Sonra cıglıklar esliginde dısarı cıktık.Bu resimde en cok Rudolph'u sevdim ben :)

                    Yılbası aksamı dedigim gibi hepbirlikteydik (4 eksigimiz vardı,o ayrı) ve cok eglendik.Toprak hediyelere doyamadı.Kolinin icindeki akülü motosikletin henüz farkında degil ama kutusu bile onu cok eglendirdi.O aksam bize tüm marifetlerini gösterdi.Yılbası klasigi olan dansözle kalca kıvırıp dans etti :)

                       O geceye dair,canım annemin bu fotografını koymadan edemedim.Cok eglendik dedim ya eglencelerimizden biri de Tabu'ydu.Annecigim cok tatlıydı kelimeleri anlatırken hep söyle basladı;'hımm Buket!Bak simdi,hani Samsun'da :)'.Canım annem hep yanımızda ol seni cok seviyoruz..
                        Etli ekmek yerken oglumun mutlulugunu görmenizi istedim :)

                       Ve tabii cikolata..Bu aralar biraz fazla abarttık :(

                         Klinigi de unutmamak lazım,günlerimizin cogu burada geciyor..Bu kutu röntgen cihazının kutusu..

                      Bu oda Toprak'ın klinikteki odası.Ne zaman bir cocuk gelse elinden tutup odasına götürüyor bu aralar.Bu kücük kız Toprak'la aynı yasta pardon aynı ayda :) Cok güzel anlastılar bayıldım onları seyretmeye :)
                    Sevgiler
                   

3 Ocak 2012 Salı

Ne Iyi Ettin de Geldin

              
               Ayın 3'ü olmus ama ben hala birseyler yazmamısım.Aslında mısım diyorum ama farkındayım bu durumun.Günler o kadar cabuk geciyorki dönüp baktıgımda üzülüyorum bu kadar kosturduklarına..Yılbasında yeni yılla beraber anneanne,babane,dedeler ve dayı geldi.Amca ve Yagmus'ta vardı yılbası gecesinde bizle beraber.Cok eglendik.Toprak ev kalabalık oldugunda cok mutlu oluyor,onu böyle görmek beni de cok mutlu ediyor.Annem,babam ve Asım dün döndüler.Babanemiz ve dedemiz burada,onlarla hasret gidermek icin biraz daha vaktimiz var.
               Bir sürü fotograf var paylasmak istedigim;ama vaktim hic olmadı.Vakitsizlikten sikayet etmeyi hic sevmem.Aslında vakitsizlik diye birsey yok.Yorgunluk ve tercihler var.Bazen herseyi bosverip seriliveriyorum oldugum yere :) Hepsini paylasacagım ayrı zamanlarda ;)
              Bu arada hosgeldin 2012.Ne iyi ettin de geldin :) 1 yıl daha yaslandık :) Yeni yıl geldiginde neden mutlu oluruz?Yeni oldugu icin mi? ;)
             Herkese iyi yıllar..